1-Bebeğimizi Nasıl ve nerede yatıralım?
· Bebeği içine gömülmeyeceği sertlikte olan bir yatakta yastıksız yatırmalıyız.
· İlk 1 yıl yastık önermiyoruz.
· Yatağın içinde battaniye, oyuncak ya da kenarlarında koruyucu yastıklar bulunmamalıdır.
· Yatağın parmaklıklarının araları 7,5 cm’den geniş olmamalıdır.
· Üstü örtülecekse ince bir örtü olmalıdır.
· Bebekler sırtüstü yatırılmalıdır.
· Bebekleri ilk 6 ay veya en fazla 1 yaşına kadar aynı odada ayrı yatakta yatırmalıyız. Aynı yatakta yatmak ani bebek ölümünün en sık nedenlerindendir. Son zamanlarda anne yatağına birleştirilebilen yatakların daha kullanışlı ve güvenli olduğu görülmüştür.
2-Bebeğimizi nasıl ve ne sıklıkla emzirelim?
· Emmediği zaman sarılıkları artabilir, vücut ısıları yükselebilir. Bu nedenle düzenli emmeleri çok önemlidir.
· Ayrıca anne sütünün hazmı kolay olduğu için anne sütü alan çocuklar, mama alan çocuklara göre daha çabuk acıkırlar.
· Geceleri de 3-4 saatten uzun aç kalmamalılar
3-Bebeğim çok irkiliyor önemli mi?
· Bebeklerde 3-4 aya kadar irkilme refleksi devam eder. Ani hareketlerde ve seslerde aniden irkilme olur.
· Bu doğal bir süreçtir. Olmaması bir takım nörolojik problemleri düşündürür. (geceleri bebeklerin sık uyanmalarının nedeni moro refleksidir. Bunu azaltmak için çanta şeklinde kundak veya geniş bir pijama içine kollar sokularak irkilme refleksi azlatılabilir)
4-Bebeğim çok hıçkırıyor ne yapmalıyım?
· Yenidoğan bebeklerin mideleri dolduğu zaman diafram sinirinin uyarılması ile hıçkırık olur.
· Bu hıçkırıklar büyüme gelişmesi iyi olan bebeklerde daha çok görülür.
· Bu bir hastalık değildir.
· Ancak uzun süren, rahatsızlık veren hıçkırıklar emzirme ile çoğunlukla geçer.
5- Bebeğimin Gözlerinin bu kadar çapaklanması normal midir?
· Yenidoğan bebeklerde gözyaşı kanallarında tıkanıklık olabilir.
· Bu tıkanıklık çoğunlukla kendiliğinden açılır.
· Ancak bazen açılması uzayabilir ya da nadirde olsa küçük bir ameliyatla açılması gerekir.
· Gözleri çapaklandığında steril göz pedi ya da steril gazlı bir bezi kaynamış-soğumuş su ile ıslatıp temizlemeliyiz.
· Ancak gözde kızarıklık var ve çapaklanma fazla oluyorsa bu tıkanıklığın üstüne enfeksiyon eklenmiş olabilir. Doktorunuza başvurmanız gerekir. Antibiyotikli damla ve göz masajı önerebilir.
6-Bebeğimin kusması normal mi?
· Bebekler ilk 3 ay fizyolojik reflü dediğimiz nedenden dolayı emdikten sonra bir miktar ağızlarının kenarlarından kaçırırlar. Bu normal bir süreçtir.
· Midenin girişindeki kasların olgunluğunu tamamlaması bazı bebeklerde zaman alabiliyor.
· Bu tür durumlarda emdikten sonra hemen yatırmıyoruz.
· Mutlaka gazını çıkarıyoruz.
· Yatağının başını yükseltiyoruz.
· Yatırırken kusup akciğerlerine kaçmaması için sağ yana yatırabiliriz.
· Reflü yastığı ya da yatağı kullanabiliriz.
· Ama yukarıda saydıklarımızı yapmamıza rağmen bebeğimiz çok kusuyor ve kilo almıyorsa o zaman doktorunuzun görmesi gerekir.
7-Bebeğimin Göbeği ne zaman düşer?
· Göbek bağı genellikle 7-10 gün içinde düşer.
· Eğer 3. Haftaya kadar düşmezse doktorunuza başvurmanız gerekir.
· Düşmemenin en sık sebebi göbek güdüğünde iltihaplanma olmasıdır.
· Nadiren bir takım hastalıklarda geç düşebilir( Faktör 13 eksikliği, lökosit adezyon defekti,hipotiroidi gibi)
8- Göbek bakımı için ne yapmalıyım?
· Göbek için özellikle bir bakım yapmaya gerek yok. Yapmamız gereken alt bezinin dışında tutmak, ve göbek düşmeden su değdirmemeye çalışmaktır.
· Hafif sulanmalarda doktorunuzun önerisi ile günde iki defa %70’lik etil alkolle göbek güdüğüne pansuman yapılabilir.
· Düştükten sonra bir şey sürmeye gerek yok. Ancak bazen göbek iyileşirken granülom dediğimiz bir iltihabi doku oluşup, pis kokulu bir akıntıya sebep olabiliyor. O zaman doktora götürmemiz gerekiyor.
· Bu durumda gümüş nitrat dediğimiz çubuklarla o dokuya dokunup yakıyoruz. Bu ağrılı bir işlem değil. Çoğunlukla bir kez bile yapıldığında bu doku kayboluyor.
9-Bebeğimin bıngıldağını ellemeye korkuyorum:
· Evet annelerin neredeyse hepsi bu korkuyu yaşıyor.
· Aslında bıngıldak kafa kemikleri arasında beyin gelişimine izin veren kemikler arası bağ dokudan oluşan boşluklardır.
· Sanıldığı gibi ellemekle beyine zarar verilecek kadar hassas bir doku değildir.
· Bebek doğduğunda önde ve arkada olmak üzere bizim ellediğimizde hissettiğimiz iki tane bıngıldağı vardır.
· Kafada bıngıldak toplamda 6 tane var. Kafanın yanlarında bulunan 4 tanesi ya doğduğunda ya da doğumdan kısa bir süre sonra kapanır.
· Arkadaki bıngıldak doğumdan kısa süre sonra kapanır. Ancak kapanması 3 ayı geçerse bunun nedeni araştırılmalıdır.
· Ön bıngıldak ortalama 1 yaş civarında kapanır. 3 aydan erken 18 aydan geç kapanırsa o zaman nedenlerini araştırmak gerekir.
10- D- vitaminine ne zaman ve hangi dozda başlamalıyım?
· Anne sütünün içinde bebeğe yetecek bütün vitamin ve besin ögeleri bulunur.
· Ancak D vitamini yeterli değildir.
· Bu nedenle D vitaminine ilk haftadan itibaren başlamak gerekir.
· D vitamini 400 İÜ/gün başlanır. İlk yıl için 400 İÜ/gün yeterlidir.
· İkinci yıl için (2 yaş bitene kadar) 600 İÜ/gün kullanmak gerekir
11- Bıngıldak erken kapandı D vitamini kullanalım mı?
· Bazen bıngıldak erken kapanabiliyor. Ama başın büyümesi sadece bıngıldağa bağlı değil.
· Kafa kemikleri arasında sütürler (kemikler arası çizgi şeklinde boşluklar) mevcut. Bunlarda ilk 2 yıl bıngıldaklar gibi başın büyümesine katkıda bulunuyor.
· Burada önemli olan kafanın büyümesidir. Bu nedenle düzenli olarak ayda bir mutlaka kafa ölçülmeli. Büyüme varsa endişelenecek bir şey yok demektir.
· Bıngıldağın erken kapanması D vitamini kullanmaya engel değildir. Kullanmaya devam ediyoruz.
12- D-vitaminini kaç yaşına kadar hangi dozda kullanmalıyım?
· İlk yıl için 400 İÜ/gün yeterlidir.
· Bir yaşından sonra 600 İÜ/gün verilmelidir. D vitaminin iki yaşına kadar verilmesi gerekmektedir.
· Daha sonraki yaşlarda D vitamini düzeylerine göre D vitamini verilebilir.
·
İyi ve dengeli beslenme, sağlıklı bir yaşam sürmenin en temel koşuludur. Bu temel koşul, hamilelik sürecinde de anne ve bebeğin sağlığı için hayati önem taşır. Anne karnındaki bebeğin besin kaynağı yalnızca annesinin tükettiği besinler olacağı için bu süreçte iyi beslenme konusu ekstra önem kazanır. Çünkü anne adayının sağlığına gösterdiği özen, aynı zamanda bebeğinin sağlığına da özen göstermesi demektir. Tüm bunlardan yola çıkarak hamilelik sürecinde anne adayının hem kendisi hem de bebeği için sağlıklı bir yaşam stili benimsemesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki anne adaylarının bu süreçte neler yapması gerekir? İşte hamilelik sürecinde anne adayları için altın değerinde tavsiyeler.
1. Bol sıvı tüketin
Hamilelik sürecinde sıvı tüketimi hem annenin hem de bebeğin sağlığı için çok önemlidir. Bol sıvı tüketimi annenin cildinin kurumasını engeller ve yorgunluk hissini azaltır. Bunun yanı sıra anne adayının yeteri kadar sıvı tüketmesi, anne karnında elektrolit dengesini sağlar ve alınan besinlerin kan yoluyla bebeğe taşınmasına destek olur. Hamilelik döneminde vücuttaki suyun azalması durumunda erken doğum ağrılarının ortaya çıkabileceğini de unutmamak gerekir.
2. Sigara ve alkol tüketiminden uzak durun
Hamilelik sürecinde sigara ve alkol tüketmek bebeğin yaşamını ciddi şekilde riske atabilir. Sigaranın içerisinde bulunan etken maddeler toksik ve kanserojendir. Benzer şekilde annenin tüketeceği alkolde bulunan toksik maddeler de kan yoluyla bebeğe geçer. Dolayısıyla tüm bu zararlı maddeler bebeğin sağlığını tehlikeye sokabilir.
3. Folik asit önemli!
Hamilelik sürecinde folik asit bebeğin gelişimi için oldukça önemlidir. Çünkü bu süreçte annenin alyuvarlarının desteklenmesi gerekir. İşte folik asit hem annenin alyuvarlarının desteklenmesini sağlar hem de bebeğin beyin, omurga ve omurilik oluşumunda büyük rol oynar. Bu nedenle anne adaylarının hamilelik sürecinde B12 vitamini bakımından zengin et, balık, yumurta ve süt ürünleri; folik asit bakımından zengin yeşil yapraklı sebzeler gibi besinleri bolca tüketmesi gerekir.
4. Vitamin çeşitleri bakımından zengin beslenin
Hamilelik sürecine anne adayının vücudundaki E vitamini ihtiyacı artar. Bu vitamin ise bebeğin doku gelişimi, hücre duvarı yapısı ve alyuvar hücresi bütünlüğü için çok önemlidir. E vitamini eksikliği solunum yetmezliği, kısmi rahatsızlık gibi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle anne adayı bu süreçte E vitamini açısından zengin besinler tüketmeli; beslenmesine diğer vitaminleri de dahil edecek besin seçimleri yapmalıdır.
5. Kilo kontrolü sağlayın
Hamilelik sürecinde anne adayının kilo alması son derece normaldir. Çünkü bebek anne adayının tükettiği besinlerin yardımıyla gelişimini sürdürür. Ancak bu, anne adayının canının istediği her şeyi yemesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. Aksine fazla kilolar, doğum sonrasında anne adayının sağlığını tehdit edebilir. Bu nedenle anne adayları hamileliğe başlangıç kilolarını not etmeli, fazla kilo almamak için az ve sık bir beslenme düzeni kurmalıdır.
6. Kahvaltı öğününü önemseyin
Kahvaltı, uzun bir açlık süresinden sonra günün başlangıç öğünü olduğu için çok önemlidir. Uzun süre aç kalındığında kan şekerinde ani düşüş ve yükselmeler olur. Bu durum bebeğin yeteri kadar enerji alamamasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle gece boyu aç kalan bebeği beslemek için anne adaylarının sağlıklı ve doyurucu bir kahvaltı yapması gerekir.
7. Stresten uzak durun
Yapılan bilimsel çalışmalar, anne adayının maruz kaldığı stres, kaygı gibi olumsuz durumların bebeğin sağlığını direkt olarak etkileyebileceğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle hamilelik sürecinde anne adayları stresten uzak durmaya özen göstermelidir. Bunun için stres azaltıcı aktiviteler yapmalı (doğa yürüyüşleri, hamile pilatesi vb.), bu süreci sakin ve pozitif duygularla geçirmeye çaba göstermelidir.